Çocukken dinlediğimiz masallardaki berbat üvey anne figürüne hepimiz aşinayızdır. Pekala bu tiplemenin ta Roma İmparatorluğu’na uzanan bir tarihi olduğunu biliyor muydunuz? Gelin açıklayalım…
Kaynak: https://www.livescience.com/evil-step…
Bildiğimiz gibi çocukluğumuzda dinlediğimiz çoğu masalın kötü karakteri üvey annelerdir.
Sindirella’dan Hansel ve Gretel’e birçok meşhur masalda bu arketipi görürüz.
Peki bu tipleme nereden geliyor?
Harvard Üniversitesi’nden Alman folkloru uzmanı profesör Maria Tatar, ‘Bütün masallarda anlatının özü aynıdır: Biri yaşlı biri genç iki kadın arasındaki sağlıksız rekabet.’ yorumunda bulunuyor.
Bu tiplemenin kökenine dair mümkün açıklamalardan biri Antik Roma’ya uzanıyor.
Hatta direkt tarihten gerçek bir figüre: Livia Drusilla.
Drusilla Roma İmparatorluğu’nun birinci imparatoru Augustus’un ikinci eşiydi. İtalyalı tarihçi Augusto Fraschetti’ye nazaran ikisi evlendiğinde Livia çoktan Tiberius isimli bir çocuğa sahipti.
Augustus’un ise önceki evliliğinden iki çocuğu olmuştu: Gaius Caesar ile Lucius Caesar.
Bu iki oğuldan biri Augustus’tan sonraki imparator olmalıydı. Ne var ki ikisi de öldü.
Bu durum çok geçmeden halkın komplo teorileri kurmasına sebep oldu.
Augustus’un torunu ve potansiyel bir varisi olan Agrippa Postumus önce sürgün edilip sonra öldürülünce dedikodular alevlendi.
Nihayetinde Augustus’un bir akrabası değil, Livia’nın oğlu Tiberius tahta çıktı.
Bu noktada şüpheler Livia’ya yöneldi.
Sidney Üniversitesi’nden tarihçi Peta Greenfield, ‘Güç sahibi bir erkeği eleştirmenin yollarından biri bağlantılı olduğu bayanı eleştirmektir.’ diyor.
Böylelikle Augustus’un varislerinin mevti için halk tarafından tayin edilen günah keçisi Livia oldu.
Sağlıksız bayan rekabeti kıssalarını tarih boyunca birçok kültürde görmek mümkün.
Bazı örneklerde bu figürün mahallî kültüre uyarlanarak değiştirildiğini de görüyoruz. Örneğin çokeşliliğin yaygın olduğu birtakım kültürlerin masallarında bir erkek karakterin ikinci eşini birinci eşine azap ederken, kimi kültürlerde ise kıskanç kız kardeşleri ortalığı karıştırırken görüyoruz.
Kötü üvey anne figürünün kültürlerarası gelişiminde Grimm Kardeşler’in katkısı da büyük.
Jacob ile Wilhelm Grimm 18. yüzyıldan Alman masallarını kendi zamanlarında uyarlarken birçoğunun kötü anneler içerdiğini görmüş. ‘Anneliğin kutsallığına’ karşı çıkmamak için de bu karakterleri üvey anneye dönüştürmüşler.
Üvey annelerin baskın varlığı aslında biraz da masalların yazıldığı dönemin koşullarıyla ilgili.
Tıbbın günümüzdeki kadar gelişmiş olmadığı önceki yüzyıllarda doğum kadınlar için daha büyük bir ölümcül risk taşıyordu.
Tatar’a nazaran ‘çocukların yarısı biyolojik anneleriyle büyümüyordu.’
Günümüz tanınan kültüründe ise berbat üvey anne temsillerinin yıkılması tarafında adımlar atılıyor.
Örneğin bugüne dek çocuklar için birçok masalsı öyküyü beyazperdeye uyarlayan Disney, ‘Moana’, ‘Frozen’ ve ‘Maleficent’ üzere çağdaş sinemalarında bu figürleri daha insansı bir tabana oturtuyor.
Siz ne düşünüyorsunuz bu mevzuda? Yorumlarda buluşalım!